Küreselleşmenin etkisini ile enerjiye daha fazla gereksinim duyulması bu dönemin en çok yansıdığı sektörlerden birinin de enerji sektörü olduğu aşikardır. Uluslararası ölçekte enerji sektöründeki her bir aktör, varlık nedenini kendisinde olmayan bir başka şeye sahip diğer aktöre borçlu olduğundan, bu işbirliği sonucunda gerçekleşen çeşitli faaliyetlerden uyuşmazlıkların oluşuyor olması da öngörülebilir bir durumdur.
Bu yapı bilinen “tahkim türleri” nin dışına çıkılmasına ve “enerji tahkimi” gibi özel tahkim türlerinin de doğmasına sebebiyet vermiştir.
Enerji tahkimi terimi, enerji sektöründeki ticari anlaşmazlıkların çözümünde başvurulan uluslararası tahkim süreçlerini ifade eder. Enerji projeleri genellikle büyük yatırım gerektirir, uzun vadeli taahhütler içerir ve farklı ülkelerde faaliyet gösteren şirketleri kapsar. Bu karmaşıklıklar nedeniyle, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde tahkim yaygın olarak tercih edilir.
Enerji tahkimine konu olan başlıca meseleler şunlardır:
- Yatırım anlaşmazlıkları: Petrol, doğalgaz ve yenilenebilir enerji projelerinde devletler ile yatırımcılar arasındaki anlaşmazlıklar.
- Ticari anlaşmazlıklar: Enerji ticareti, altyapı projeleri veya hizmet sözleşmelerinden doğan ihtilaflar.
- Devlet müdahaleleri: Kamulaştırma, lisans iptali veya sözleşme değişiklikleri gibi durumlar.
Enerji tahkimi genellikle şu kurumlar ve kurallar çerçevesinde yürütülür:
- ICSID (Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi)
- ICC (Uluslararası Ticaret Odası Tahkimi)
- LCIA (Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi)
- UNCITRAL Tahkim Kuralları
Enerji tahkimi, enerji sektöründeki yüksek maliyetler ve uzun vadeli taahhütler nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir. Taraflar için öngörülebilirlik ve tarafsızlık sağladığı için uluslararası yatırımcılar tarafından sıkça tercih edilir.
Enerji tahkiminde ülke stratejileri, devletlerin enerji yatırımlarını koruma, enerji kaynaklarını stratejik bir unsur olarak kullanma ve olası hukuki riskleri en aza indirme amacıyla geliştirdikleri politikaları ve yaklaşımları kapsar. Enerji sektörü, stratejik ve ekonomik açıdan büyük önem taşıdığı için ülkeler tahkim süreçlerine yaklaşırken farklı stratejiler benimseyebilir.
Her ülkenin enerji tahkimi stratejisi, şu unsurlara bağlı olarak şekillenir:
- Enerji kaynaklarının türü ve miktarı (petrol, doğalgaz, yenilenebilir enerji vb.)
- Yabancı yatırım politikaları
- Jeopolitik riskler ve bölgesel dinamikler
- Uluslararası anlaşmalara taraf olma durumu (Örneğin, Enerji Şartı Antlaşması – ECT)
- Çevresel ve sürdürülebilirlik politikaları
Bu noktada Dünya’da özellikle “enerji tahkimi” ne yönelik başlıca stratejileri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Avrupa Birliği (AB) Ülkeleri: AB ülkeleri, enerji yatırımlarını korumak amacıyla uzun süre Enerji Şartı Antlaşması (ECT) çerçevesinde hareket etmiştir. Ancak son yıllarda iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda bazı AB ülkeleri (örneğin Almanya, Fransa ve İspanya) ECT’den çekilme kararı almıştır. Bu ülkeler, ECT kapsamında enerji şirketlerinin açtığı davalara karşı çevresel politika önceliklerini koruma stratejisi izlemektedir. AB, enerji sektöründeki anlaşmazlıkların çözümünde Avrupa Adalet Divanı gibi iç mekanizmaları teşvik etmeye yönelmiştir.
- Rusya: Rusya, enerji kaynakları açısından zengin olması nedeniyle enerji tahkiminde sıkça taraf olmuştur. Yukos davası gibi yüksek profilli davalarda Rusya, enerji sektöründeki kamulaştırma politikalarını koruma stratejisi izlemiştir. Rusya, ECT’ye taraf olmasına rağmen 2009’da antlaşmayı onaylamaktan vazgeçerek enerji tahkimine karşı daha korumacı bir tutum geliştirmiştir.
- Orta Doğu ve Körfez Ülkeleri: Bu bölgede yer alan ülkeler (örneğin Suudi Arabistan, Katar, BAE) enerji kaynaklarına dayalı ekonomilere sahiptir ve enerji projelerinde yatırımcı çekme stratejisi izlerler. Devletler, enerji tahkiminde genellikle uluslararası tahkim kurallarını (ICC, LCIA vb.) benimserken, aynı zamanda İslami finans prensipleri ve yerel mevzuatın korunmasına önem verir.
- Latin Amerika Ülkeleri: Arjantin, Venezuela ve Bolivya gibi ülkeler enerji sektöründe kamulaştırma ve milli çıkarların korunması stratejisini benimsemiştir. Bu ülkeler, enerji tahkimine karşı daha sert bir tutum sergileyerek tahkim kararlarına uymama veya uygulamayı geciktirme yoluna başvurabilmektedir. Özellikle Venezuela, enerji tahkiminde en fazla davaya taraf olan ülkelerden biridir.
- Afrika Ülkeleri: Afrika kıtasında enerji yatırımları genellikle yenilenebilir enerji, petrol ve doğal gaz projelerine yöneliktir. Ülkeler, yabancı yatırımcıları çekebilmek için ICSID ve UNCITRAL kurallarını benimseyerek uluslararası tahkim mekanizmalarına daha sıcak bakmaktadır. Ancak bazı ülkeler, yerel mahkemelerin yetkisini artırarak enerji projelerinde daha fazla kontrol sağlamayı hedeflemektedir.
- Asya-Pasifik Ülkeleri: Çin, Hindistan ve Endonezya gibi ülkeler, enerji tahkiminde hem yatırımcıları koruma hem de ulusal çıkarları ön planda tutma stratejisi izlemektedir. Çin özellikle Kuşak ve Yol Projesi kapsamında enerji tahkiminde daha proaktif bir strateji benimseyerek Çin Uluslararası Ekonomik ve Ticari Tahkim Komisyonu (CIETAC) gibi kurumların kullanımını teşvik etmektedir. Singapur ve Hong Kong gibi finans merkezleri, SIAC ve HKIAC gibi güçlü tahkim merkezleriyle enerji tahkiminde önemli rol oynamaktadır.
- Türkiye: Türkiye, enerji yatırımlarını teşvik etmek amacıyla uluslararası tahkim kurallarını benimsemiş ve çeşitli uluslararası antlaşmalara taraf olmuştur. Türkiye’de enerji projelerinde genellikle ICC, ICSID ve UNCITRAL kuralları kullanılmaktadır. Türkiye, enerji tahkiminde yatırımcı haklarını korurken aynı zamanda enerji güvenliği ve milli çıkarlarını ön planda tutan dengeli bir politika izlemektedir.
- Amerika Birleşik Devletleri (ABD): ABD, enerji projelerinde genellikle yatırımcı dostu politikalar izlerken, enerji şirketlerini koruma konusunda agresif bir tutum sergileyebilmektedir. ABD, NAFTA’nın yerini alan USMCA (ABD-Meksika-Kanada Anlaşması) kapsamında enerji projelerine yönelik tahkim kurallarını belirleyerek ticari anlaşmazlıklarda daha sıkı kontrol sağlamayı hedeflemiştir.
Sonuç olarak, enerji zengini ülkeler genellikle kaynaklarını koruma ve ulusal çıkarları ön planda tutma stratejisi izlerken, yatırımcı ülkeler ise enerji projelerinde uluslararası tahkim kurallarına güvenerek riskleri minimize etmeye çalışır. Yenilenebilir enerjiye geçiş, iklim politikaları ve enerji arz güvenliği gibi unsurlar, ülkelerin enerji tahkimine yönelik stratejilerini sürekli olarak şekillendirmektedir. Enerji tahkimi dünya genelinde enerji sektöründe sıkça başvurulan bir çözüm mekanizmasıdır ve özellikle büyük ölçekli enerji projeleri nedeniyle uluslararası yatırım ve ticaret hukukunun önemli bir parçası haline gelmiştir. Farklı ülkelerdeki uygulamalar çeşitli hukuki çerçeveler, kurallar ve kurumlar etrafında şekillenir.
Bununla birlikte, enerji tahkimi, devlet politikaları, çevresel regülasyonlar ve enerji projelerinin stratejik önemi nedeniyle giderek daha fazla gündeme gelmektedir. Özellikle ECT, ICSID ve ICC gibi platformlar enerji tahkiminde en yaygın kullanılan mekanizmalardır.
Yararlanılan Kaynaklar:
https://globalarbitrationreview.com/guide/the-guide-energy-arbitrations/sixth-edition
https://arbitrationcenter.org/enerji-tahkim-kurallari/
https://www.lexisnexis.co.uk/legal/guidance/arbitration-in-the-energy-sector
https://www.cliffordchance.com/briefings/2023/02/energy-arbitration-trends-2023.html
https://www.swissarbitration.org/events/energy-arbitration-at-times-of-climate-change/
https://www.africanlawbusiness.com/news/20762-energy-arbitration-inequities-affect-africa-deeply/
Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı 2017-2023, Kasım 2017,Ankara, Yüksek Planlama Kurul Kararı ile 2 Ocak 2018 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanmıştır.
Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023, Stratejik Amaçlar, Hedefler ve Eylemler Bölümü vd. Yüksek Planlama Kurul kararı ile 25 Şubat 2012 Tarihli Resmi Gazete’nde yayımlanmıştır.

2005 yılında Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Aynı yıl Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı-Anayasa Hukuku alanında yüksek lisans yapmıştır. 2011 yılına kadar Ulaştırma Bakanlığına bağlı Mesleki Eğitim Merkezlerinde ODY-ÜDY Eğitmeni olarak görev yapmış olup, yaklaşık 15 yıldır Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde hukukçu olarak çalışmaktadır. TOBB’da ilk olarak Dış Ticaret ve Uluslararası Lojistik alanında çalışmalarda bulunmuş olup, 7 yıla yakın Birleşmiş Milletler temsilciliği yapmış olup şimdi TOBB Reel Sektör AR-GE ve Uygulama Daire Başkanlığında KOBİ Politikaları Müdürlüğünde uzman hukukçu olarak görev yapmaktadır.
Diğer yandan, Gazi Üniversitesi Kamu Hukuku-İdare Hukuku Ana Bilim Dalında idare hukuku kürsüsünde doktora tezini tamamlamaya çalışmaktadır. Türkiye’de YÖK tarafından kabul gören TOBB konulu tezin tamamlanmasından sonra bunu kitaplaştırmayı planlamaktadır.
Bununla birlikte, halihazırda 2023 yılından bu yana Türkiye’de özellikle enerji sektörü ile yenilebilir enerji konusunda kendini uluslararası alanda da kanıtlamış “DÜNDAR HUKUK” VE “DÜNDAR LEGAL SERVICE CONSULTANCY” de Londra bloğunda köşe yazısı yazmaktadır.